22 Kasım 2012 Perşembe

İstanbul Tüyap Kitap Fuarı

Ayaklarım hala acıyor diyebilirim kitaplara öyle bir saldırdım ki neyse baştan anlatayım. 3, 4 gündür fuara gidecek arkadaş arıyordum en yakın arkadaşımın 15 gün devamsızlığı olması nedeniyle onu zorlamak istemiyordum da ama yine her zaman olduğu gibi ikimiz kaldık plana uyan ve umma - arkadaşımın takma adı - ile gittim fuara. Tüyap'a daha önce hiç gitmemiştim büyükçekmeceye bile gitmemiştim helede tek başıma ama  her seferinde olduğu gibi haritalar vb.  şeyler yardımıyla buldum tüyapı böyle durumlarda bir özgüven geliyor bana anlatamam bilmesem bile doğru yolu bulabiliyorum. metrobüslerin sıkış tıkışlığı bizi bezdirmişti zaten birde fuara girince o kalabalıkla iyice feleğimiz döndü ilk olarak tabloların olduğu salona girdik ilk keşfediyoruz ya olur böyle şeyler :) Dex yayınlarını arıyorum ben her yerde bir türlü bulamıyorum test kitapları falan onlardan sonraki salonda romanlar daha sonraki salonda ise nihayet dex yayınlarının standını buldum ilk oradan alışveriş yaptım. Kitapları önceden belirlediğimden gözüme kestirdiğimi kaptım oradaki görevli bile şaşırdı  herhalde kitabı incelememi bekliyordu ama ben direk bunu şunu ve bunları alıyorum dedim. Biricik babacığımdan edindiğim kredi kartı ile ödeme yapacağımdan diğer görevli pos cihazına fiyatı girmek için sordu 70 tl tutmuştu 2 kere sordu yanlış olmasın diye :) 8 tane kitap aldım hemde bu fiyata gerçekten çok mutlu oldum o an fuarlar candır her şeydir <3 arkadaşım benim için endişelenmeye başladı hatta bir ara gel gidiyoruz diye beni çekiştirecekti kitapları görünce kendimi kaybediyorum demiştim. Diğer standlara gittik tarihi romanlar aldım edebiyat dersinde işlediğimiz tanzimat romanlarınıda aldım tabi.  Sonra bir baktım Japon animelerine benzer çizimler  var karşı standda ne oluyor falan bunlar ne derken kendimi MANGAların arasında buldum Death note mangasını 6,5 gibi makul bir fiyata satın aldım tabi orda manga hastası bir kızla tanıştım ismi beyzaydı hala hatırlıyorum. O da benim gibi bir korecan aynı zamanda. Ben mangalara dalmışken canım arkadaşımda erdal demirkıran kitaplarını arıyordu ki bulmuş ve almış bile. Her şey o kadar hızlı gelişti ki ellerimde biriken poşetleri ne yapacağım diye düşünmem biraz geç olsa da aklıma geldi ama bunu daha erken düşünüp yanıma bir bavul almalıymışım meğer. Okulu ekmiş sayılırdık neticede çarşamba günü. Öğle tenefüsünde sınıf arkadaşımı arayıp kitap ister misin diye sordum 5 tane kimya yaprak testte aldık bu sayede öğretmenimiz bize 5 tl gibi bir fiyat vermişti oysaki fuarda 3,5 tl idi bu fırsat kaçmaz diyip alabildiğimi aldım. Elimde bir sürü poşet ile son olarak kendimi metrobüste buldum :) çok kalabalıktı ve ayakta kaldım, ellerim acıyor ümraniyeden  büyükçekmeceye gitmeyi kimsenin aklı kesmediğinden anca ben yaparım böyle bir şeyi, yol bir işkence ama değer. 

Not : Umarım kredi kartının ekstresi erken gelmez 200 tl gibi bir miktar kitaplarıma gitti.

Not 2 : Eğer pazar gününe kadar fuara gitmeyi düşünüyorsanız yanınıza bavul tarzı büyük bir çanta alın yada kendi aracınızla gelin.

Not 3 : Fuarda O kadar çok indirim var ki yeterli para getirmediğinize pişman olabilirsiniz hazırlıklı olun.

Not 4 : Kesinlikle Dex yayınlarının standına uğrayın.


Gitmek için hala vaktiniz var kaçırmayın bu fırsatı !!! 


İşte dex yayınlarının standı bu resim bana ait değil tabi :) Bu kadar boş olması imkansız çok kalabalıktı hatta  istediğim kitaplara ulaşmak için birilerine çarptım. Mağlum insanların gözleri kitaplardan başka bir şey görmüyordu .

Dex'ten aldığım kitaplar :

İlk Buluşmada Asla Isırma
Mekanik Kalp 
Ruhsuz
Pür
19. Departman
Soğuk Öpücük
Melek
Koruyucu

Kitap ayraçları ve rozetlerinden bahsetmiyorum bile gönlü zengin bir yayın evi gerçekten, bazı yayın evlerinin aksine kocaman bir standının olması mutluluk verici benim açımdan tabi.
Daha bir çok kitabı vardı haftasonu yeniden gitmeyi düşünüyorum eğer gidersem diğer kitaplarıda alıcam :D



İşte tüyap, çok büyük bir yer eğer aileniz ile gidecekseniz bir birinizi kaybetme olasılığı yüksek olduğundan telefonunuzun şarjı dolu olsun aman bir aksilik yaşanmasın :)

Dipnot :  Fuara giden bir arkadaşınız olursa ona kitap siparişlerinizi verin derim. 

Kitap delisinden bir tavsiye sadece ^_^ 


27 Ekim 2012 Cumartesi

Neden Yapamayalım ?

12 yıl boyunca okuyup ne yapacağımızı bilmez hala geliyoruz, yapabileceklerimize imkansız gibiymiş bakış açısı aşılanıyor. Lise sona gelmiş bir kişinin hala hedefi yoksa bu hem onun suçu hem ailenin hemde öğretim üyelerinin belkide sistemin. Kafamızda oluşan bir sürü proje var ama bunu gerçekleştirmek için pekte çaba sarf etmiyoruz. Bazen korkuyoruz bazende dünyayı ben mi kurtaracağım diyoruz. Evet dünyayı biz kurtaracağız neden yapamayalım ki ? Neden yapmayalım ki ?

"Hadi canım sende " gibi tepki verenleriniz var biliyorum bunu da gayet doğal buluyorum.

Kendine inanmıyor kimisi yada  kendine güveni oluyor ama ortada hedef yok. Ben bizlerin gençlerin, sadecede gençlerin değil tüm türk milletinin büyük şeyler başarabileceğine inanıyorum.

Geçmişimize sahip çıkarak ondan dersler çıkararak aynı hatalara düşmeyip başarılarımızın devamını getirebiliriz. Ön yargıları yıkıp, küçük görmeden her şeyi halledebiliriz  

Sınır tanımamalı ve birleşmeliyiz, doğulu batılı diye bölünmek yerine, sayısalcı sözelci ayrımı yapmamaksızın neler yapabileceğimizi konuşmalıyız !

**Neye hiddetlendin ? gibi tepkiler verebilirsiniz ama bu kelimeler hiddetlenme değil düşüncelerim sadece :)

Kendi gökkuşağımızı kendimiz yapalım, neden bizim kendi ürettiğimiz cihazlarımız teknoloji harikası olmasın. Bunların birden bire olması beklenemez ama bir yerden başlamak gerek..

                             Büyük düşünelim.




23 Ekim 2012 Salı

İstanbul Hatırası -Ahmet Ümit

Nasıl bir kitaptır bu ! diyerek tepkimi koymak istiyorum, az önce bitirdim hala şoktayım. Sersemleten etkisini üzerimden atamadım yazma nedenimde budur.

Mükemmel bir kurgu ve tarihsel bilgilerle desteklenen karakterler, şiirleride es geçmemek gerek ( Şiiri aşırı seven biri olmamama rağmen ).

Okunmalı okutulmalı. Anlatılmaz okunur :D

Başlarında olayların içine giremediğiniz için odaklanma sorunu olabilir ama bir biri ardına gelen cinayetler olunca elinizden düşmeyeceğine inanıyorum. Favori kitaplarım arasına girmiştir.

Bu kitapta kendinizden kesitler bulacaksınız


16 Ekim 2012 Salı

Edebiyatın Dibi

 Başlık ilginç değil mi ?  Bu yıl inek gibi çalışma tabirini gerçekleştiriyorum sayısal dersler ne kadar kolay geliyorsa edebiyat o kadar zor geliyor ama asıl mesele bu değil. Mağlum hikaye yazıyorum işte katiller, dram, aksiyon falan derken artık bu türden vazgeçmeye başladım. Şimdilerde ayrıntılı ve yorumu bol olan hikayeler yazıyorum dini hikaye bile yazıcam :) açıkcası eski hikayelerime bakarak yeni yazdıklarım arasında dağlar kadar fark var hadi hayırlısı - hala meslek konusunda tam bir karar verememiş olan birisiyim - arkadaşlarım yazarlığa yönlendirmeye çalışıyor ama üniversitede edebiyat okuyamam yani bu imkansız sınıfta kalırım vayy halime... !

 Uri'nin - yakın arkadaşımın lakabı- hassas noktası dbsk grubuna sardım son 2 haftadır. Junsu varsa varım, tatlı çocuk vb. yorumlar yapmaktan geri durmuyorum, bu durum ise biricik arkadaşımı sinirlerndiriyor aynı şekilde bana saldırmaya kalkıyor ama nafile 

-Kim hyun çok yakışıklı değil mi ?
Ben ; Evet öyle sanırım 
- Oppalarım arasına alsam mı ?
Ben ; tabi junsu bende ne de olsa 

Şeklinde konuşmalarımız oluyor çoğu oppayı tanımamda bazen onları sinirlendiriyor benim sayemde yeni oppalarla buluşuyorlar daha ne ? ilk üç oppa sıralamam şöyle

1 Hyun Joong
2 No Min Woo
3 Lee Min Ki

Daha dolu var ama aklıma gelenler bunlar...

Birde korecanlıktan kısa süreli istifalarım oluyor, bir daha izlemiycem, bir daha düşünmeyeceğim...

Ama bu girişimler sonuçsuz kalıyor bir şekilde konu koreye geliyor. Eğer sizde aynı şeyleri yaşıyorsanız bu hiç birşeye engel değil ne ders çalışmanıza ne de  arkadaşlıklarınıza.

Yeni yeni arkadaşlar ediniyor ve derslerinize dahada sıkı sarılıyorsunuz.

Eminönü maceramız var birde değil mi ? 2 hafta oldu sanırım gideli güzel geçti yumurtalı ramenlerimizi bakır minik tenceremizde yedik, yeni bir japonla tanıştık. Koreli bir aile ile tanıştık koreden türkiyeye turist getiriyorlarmış 20 yıldır türkiyedelermiş kartlarını aldım tabiki :)

Yakında yeni bir yolculuk bekliyor beni ve yanımda bu sefer kim olur bilmiyorum gezmeye doyamıyorum helede tarihi yerleri...

Burda hiç bir çaba harcamadan direk olan biteni yazmak içimi dökmek güzel :)



                                  Bakışını yerim uzaylım :D


******
Çok çekici gelen bir yönü var -Siyah saçlar, Beyaz ten,Uzun boy- benim zâflarım


********

Arkadaş inadına sevdim seni iyi ki sevmişim sana olan zâfım ise futbol oynuyor olman sanırım


25 Eylül 2012 Salı

Ne Var Ne Yok ?

Tutulamayacak sözler tap taze laflar ve yepyeni planlar yeni eğitim öğretim yılımız hayırlı uğurlu olsun. Arkadaşlar ile yaptığım hafta sonu planları alt üst olmadan yazayım dedim :) mağlum hep bozuluyorlar. Biraz benim üşengeçliğimden birazda arkadaşlarımdan meydana gelen sorunlar planlarımızı yerle bir ediyor.

Okulda işler kötü meslek dersi de nedir ? Bize artı puan katsın diye var ama bu kaide bende işlemiyor bende eksi nota dönüşüyor bütün derslerimi halletmişim hepsi süper ama meslek dersinden korkuyorum. 

Planlar demişken kore ye gitme planları yeniden su yüzüne çıkıyor konuşuluyor harcamalara kısıtlamalar geliyor vesaire sonuç değişmeyecek biliyorum. Elde var sıfır illaki bir sorun çıkacak, en azından bir azerbeycan'a gitseydik değil mi ? :) 

İsmek + Yüzme kursu : yalnız gitmek. ismekte ingilizce kursuna yazıldım arkadaşımda yazılacaktı güya ama öyle olmadı şuan dımdızlak kaldım lanet olsun. Yüzmeye yazılacağız kesin yazılacak oda ama günü geldiğinde yine sap gibi kalacağım  acımasız dünya  acı bana ! -Acıması olmayan nasıl acırsa artık-

Günde 8 ders insanın beyin hücrelerini öldürüyormuş test ettim ve onayladım  son ders tüm sınıf uyukluyor hele de ders kimyaysa vay halinize. Bu sene benim senem olacaktı hani nerde o verdiğin vaatler okul söyle bana ?

Sürekli şikayet ediyorum farkındayım iyi yanlarını da yazmak istiyorum elbette. Arkadaşlarımla bir aradayız ders işliyoruz hımmm başka ne olabilir düşünmeliyim -Dizilere ara vermemi sağladı okul- arada hikaye yazıyorum ve okuldaki kızlar yeni bölümleri büyük bir heyecan ile bekliyorlar haliyle buda beni çok mutlu ediyor. Ablamı ders koçu yaptım koç olduğunda -Normal abla hanım hanımcıkdır- en sert hocama dönüşüyor sanırım çift karakterli :) 

Bu cumartesi eminönü, sultanahmet bekle beni geliyorum. Yurikoyla tanıştıktan sonra pek gitmemiştim bakalım bu sefer neler olacak :)

Pervasız hayallere kapıldım...

Hayal kurmaktan çekinmeyin, hayaller kimi zaman size bir amaç kimi zaman ise bir hülya olabilir. Çalışmak başarının anahtarı derler ama ne için çalışmak bir amaç bir rüya için çalışmak ve onu elde etmek :)



           (Bu resim ne alaka demeyin seviyorum bu şahsiyeti :)

               
         Kiraz çiçekleri japon filmlerinin simgesidir genelde yada romantik filmlerin, bir o kadarda benim hoşuma giderler aşk filmlerini sevmesem de bu yanlarını seviyorum bir gün bende bu ağaçların altında cirit atmak istiyorum.
                                 

26 Ağustos 2012 Pazar

To The Beautiful You -Görür Görmez Tanıdım

shut up flower boy band dizisini gerçekten severek izlemiştim herkese tavsiye ederim her neyse  dizide bütün çocukları sempatik bulmuştum ama lee min ki bana daha yakın gelmişti gerçi gidince biraz üzüldüm ama diziyi izlemeye devam ettim :)  kim ha-jin rolündeki Yoo Min Kyu şimdide başka bir dizide karşıma çıktı dizinin ismi to the beautiful you yani hana kimi nin kore uyarlaması bu dizide ön plana çıkan isim shinee grubundan minho olsa da diziye başladığınızda bütün karakterleri ilginç bulacaksınız. Görür görmez ha-jin'i tanıdım ve diziyi izlemek için bir sebep daha buldum saçlar değişmiş ama gülüşü tavırları hala aynı 1. yurdun lideri japon yapımındaki karaktere oldukça benzemiş birazda dizinin diğer oyuncularından bahsedelim :)



********

Minho zaten bir çoğumuz shinee grubundan tanıyor bana göre japon yapımdaki kadar sert değil biraz daha merhametlimi demeliyim ve boyunun bu kadar uzun olduğunu daha önce fark etmemiştim.

Açıkcası ilk bakışta pek hoşlanmadım ama 1.bölümü bitirdiğimde ısındım heleki tuvaletteki çekişme fenaydı hahahah :)

********


************

oyy oyy yerim ben bu çocuğu fenaya saf erkek ve fotoğraf hastası tabi kendi fotoğraflarının


**********

Bu kız aslında benim için çokta nefret edilecek pek bir unsur taşımıyor çünkü minho ona acıyıp iyi dayranma girişimlerinde bulunmadı henüz daha 4 bölüm izledim çünkü :) şuanlık 2. planda kalan kız olduğu için bir tarla çileğin içindeki sırık fasulye gibi bir şey  ve şeker buluyorum bakalım ilerleyen bölümlerde cadılık yapacak mı ?


Giftler alıntıdır !

Lee minki yide yeni bir projede görebilsem ne sevinicem :)



işte yeni dizisindeki tipi :)

Öncede söylediğim gibi şuan sadece 4 bölüm izledim dizi bitince tekrar yazarım umarım :)



Yalnızlık Kenti Sinop

Döndüm nerden döndün diyceksiniz tabiki sinoptan tam 1 hafta kaldım gerçekten çok garip bir seyahatti. Aslında pek seyahat sayılmaz bayram için gitmiştik pek gezemedik dedeciğim sağolsun gezmeyemi geldiniz beni ziyaret etmeye mi ? tavırlarıyla gündemdeydi hep :) önceden hazırlamış olduğum k-pop cd'm ile aliemede k-pop aşıladım başka cd olmadığı için dinlemek zorunda kaldılar arada söylenmediler değil ama duymazdan geldim. İşin en garibi gezmedik diyorum ya akraba ziyaretini gezme sayıyor iseniz dünyayı dolaştım diyebilirim kendimi eve kapatmak istedim o derece tanımadığım ne çok akrabamız varmış meğer, köyden köye yolculuk yaptık durduk merkeze ise temizlik ve yiyecek mazemeleri almaya gittik. Dedem tek başına yadığından evin hali mağlum her gittiğimizde baştan aşağı 2 katı temizliyoruz fena valla. Birde köyde yaşıtım olsa daha güzel olacaktı ama malesef yok hepsi benden büyük ah birde köylü kadınların beni test etmeleri incelemeleri en fenası buydu işte oğullarını öve öve bitirememeleri ayrı konu 17 yaşında olduğum söylenince şoka girmelerinden hiç söz etmesem daha iyi olacak, o kadarda büyük göstermiyorum ki :( Ah birde köyde yargısız infaz kurulu kuruldu, Çınar, Vadi ve Genco abiciklerime taktığım isimlerdi sürekli bir tartışma içindeydik ama keyifliydi. Ben ve genco abim aynı taraftaydık diğer ikisi karşı tarafta anneme karşı ise dördümüz birliktik. Zaten bu akraba ziyaretleri hep annemin başından çıkıyordu girdiğimiz evdende 4, 5 saate çıkamıyorduk oysa babam gelseydi 2 günde akrabaları gezmeyi bitirirdik - Babam evde kaldı malum eve kaç kere hırsız girdi - her girdiğimiz evde bulaşık yıkamak adet oldu şikayet etmiyorum ama köy evlerinde bulaşık yıkamak ne kadar zor bilemezsiniz, bu kadar yakındım hiç güzel yanı yokmuydu ondan bahsetmedim değil mi ? elbette güzel yanı vardı. Mesela istanbulda eve tıkılmıştım köyde biraz daha sosyalleştim, dedemi ziyaret ettim, değişik şeylerle karşılaştım doğayla bütünleştim Bunun gibi şeyler insan olumsuz şeylere odaklanınca olumlular pek aklına gelmiyor, Karabük üniversitesini gördüm ve fena birşey olmuş süper yani :) Bir sürü fotoğraf çektik onları sizinle paylaşmak istiyorum bu arada yeni bir romana başlıyorum bundan umutluyum aslında hepsini çok seviyorum ama yeni oluşan hikayeler için her zaman çok heyecanlanıyorum, garip bir duygu.

Hani Dizilerde izleriz reklamlarda görürüz yaşlı bir dede vardır , yalnızdır, çok üzgündür ama çocuklarının yanına geleceği ümidiyle yaşar onlar için hazırlık yapar bayram günü gelir çatar ve beklemeye başlar işte o an siz duygulanır üzülürsünüz çocuklarına kızar yaşlı dedeye ise acırsınız sanırım bu sahneler bize pek de yabancı değil.
Anneannem ve dedem genç yaşta evlenmişler, görücü usulü o zamanlar 7 tane çocukları olmuş 2 numara benim annem oluyor 7 tanede maşallah az değil yani :)  yaşamları boyunca karşılaştıkları zorluklardan şimdi bahsedemiycem inşallah ondan da başka bir yazımda bahsederim, velhasılı kelam bu yedi çocuktan 2 tanesi  düzenli gelip gidiyor dedemin yanına hemde istanbulda olanlar 3 tane kız 4 tane erkekten 2 kız ilgileniyor babası ile tabi anneannem vefat etmeden öncede bu böyleydi. biri annem biri ise teyzem  sinopta yaşayan bir dayım ve hala tam olarak - hatta hiç - tanımadığım teyzem  dedemin en küçük oğlu ile kızı. sinopta ki dayımın çocukları dedemin evinde doğdu elinde büyüdü ama daha sonra merkeze yerleştiler ve dedem ile görüşmediler dayımın çocukları dedemin yanına gelir ama dayım eşinin korkusundan kıpırdayamaz :( teyzem ise daha fena bir durumda en küçük kız o ama annemden yaşlı gözüküyor gerçekten çökmüş neredeyse anneannem gibi kendine hiç bakmamış ne denilirse onu yapmış  ve yıpranmış eşi ise onu aldatıyor ama hala babasının evine geldiği yok yerinde başkası olsa boşanır gelir babasının evine, teyzem ise bayramda bile gelmiyor. en yakınındakiler gitmezken istanbuldan gidiyoruz yada gidemiyoruz yılda 1 kere gidebiliyoruz oysaki daha sık gitmeliyiz gerçekten tutunamayan bir aile allah sonumuzu hayır etsin diğer dayılarımdan bahsetmeye gerek bile duymuyorum onlara da kızamıyorum hepsi hatalar yaptı ve yapmayada devam ediyorlar ama herkes boğaz derdinde ne diyebilirim  ki  annem 3 hafta sonra tekrar teyzem ile sinoba gidicek dedemi  belkide son görüşüm onu kırmamaya üzmemeye özen gösterdim. dedemde hiç suç yokmu var elbette öncelikle köyü bırakıp bizim yanımıza gelmeli ama yapamıyor ve gençliğinde yaptıkları  işte bunlar şimdi teker teker önüne geliyor. Topluca bir konuşulup ne yapılacağı belirlenemiyor kıskançlıklar  fesatlıklar bitmiyor hele ki dargınlıklar  epeyde yazmışım şimdi fotoğraflara bakalım :)




Ne ağacı anlamadım ama soyuluyor ve altından yeşil renk çıkıyor :)


                              Deniz :) bu senede giremedim

            

eski samanlık babamın köyünde tarihi eser sayılır 


              Pek belli olmasa da bir yusufcuk böceği :) abim çekmek için çok uğraştı.


                              Yanında olunca yiyesin gelmiyor.


                           Biricik abicim genco çekmiş ben görmedim bile.


                        Gerçekten süper bir görüntüydü tadı da mükemmel.


Benden habersiz gezmişler 
  

işte bu böğürtlen zamanı gerçekten çok vardı ama parmaklarım mosmor oldu renginden.


Sinekler ah o sinekler bir tek beni ısırdılar ne talihsizim.
 Hayatta pişman olmadan yapacağınız şeyler diliyorum ve yapmadıklarınız için pişman olmayın vardır bir hayır :)    :)

1 Ağustos 2012 Çarşamba

Gelip Geçiyor Günler


Uzun bir aradan sonra buradayım :) Her şey aynı monotonlukta ilerliyor ama bunu seviyorum  bütün olumsuzluklar beni buldu :

1 ) Bilgisayarım bozuldu
2) Yaz tatilim boş boş geçiyor
3) Ramazan yemekleri başıma kaldı hala yapıyorum
4) Ev işleri de bana yıkıldı
5)Tüm yaptıklarıma rağmen kimseye yaranamıyorum ( Mantı bile açtım ama nafile )
6) Bütün planlarım alt üst oluyor
7) Doğum günümde gayet normal geçti
8) okulumu özledim
9)Kitap okuyacak dahi zaman olmuyor kaçak göçek sarılıyorum kitaplara :)
10) Aklıma başka bir şey gelmedi

Bütün bunlara rağmen mutluyum ve umutluyum
Korece harfleri 1.sınıf çocuğu gibi öğreniyorum :)
Ama hergün yeni arkadaşlıklar kuruyorum bu çok güzel, ah birde olimpiyatlar var sıkı takipçisiyim
Çin Japonya güney kore fena ilerliyorlar hele çin her ne kadar ülkem için üzülsem de güney kore kazandıkça moral buluyorum 2016 olimpiyatlarında daha başarılı oluruz inşallah 2020 de ise türkiye de olursa korelilerin dibinden ayrılmam hahahah canlı canlı izlerim artık.

Ramazan geldi ne güzel geldi :) huzur sağlık sıhat ile geldi, bizim evimizde toplanıpta her akşam yemek faslı olmaz genelde ama ramazan boyunca bu atmosferi tadıyorum bir yandan tatlılar bir yandan tuzlular sohbetler mukabeleler dinimizi en yoğun yaşadığımız en güzel ay hep beraber tabi :)

bu arada kendimi matematiğe gömmek istiyorum ama polinomşları unutmuşum hemen onada yakında başlamayı planlıyorum hayırlısı

Tüm korecanlara hayırlı ramazanlar :D

   Olimpiyat Rüzgarı 2012 Londra :



:)



18 Temmuz 2012 Çarşamba

Postman to Heaven

İzledim sonunda :)
Şiddetle izlenmesini tavsiye ediyorum.
Jae joong ne diyeyim ben sana...
Arkadaşlarım hyun joong'a odun diyor o zaman jae joong kütük daha beter çünkü o. Hyunuma laf etmesinler neyse konu saptı film çok çok çook müthişti göz yaşlarınız sizi dinlemeyebilir bu filmi izlerken onları serbest bırakmalısınız başında biraz sıkısanızda ( her filmin başı biraz sıkıcıdır ) devam edin eminim beğeneceksiniz.


Dip not : jae joong'u da  çok severim :)

3 idiots



Bu bloğu film yorumlarıyla doldurmak istemiyordum ama izlemeye değer şeyleri yazacağım.
Mükemmeli izle başarı seni takip edecektir :) bittim bu söze 
Aamir khan bu adamın filmleri harika ötesi herkesin izlemesi gereken bir film aslında üniversite yıllarından bahsetse de bu filmde kapak laflara doyacaksınız izlemeyen bin pişman diyeyim. çılgın bir üniversite öğrencisi ve çevresine yaptığı etkiyi anlatıyor diyebilirim sonunda biraz üzülmüştüm ama biraz daha izleyince en büyük kapak geldi ve film son buldu seneristlerini çok merak ettim açıkcası, çok başarılı bir yapım hindistan filmi diyince basit gelebilir ama bazı amerikan filmlerine bin basar :) ben bayağı etkilendim kabul ediyorum





28 Haziran 2012 Perşembe

Zayn Malik Meyve Veren Ağaç Taşlanır Derler.


Ortalık karışmış yeni haberim oldu :( 
Debbie Schlussel diye bir kadın zayn hakkında ilginç bir yazı yazmış şuan hakaret etmek istemiyorum ( ama o kadar hak ediyor ki o kadın ) 
neyse zayn diğer grup arkadaşlarından farklı görülüyor müslüman olduğu için ve amerikada bu konu gerçekten büyük bir sorun , resmen çocuğu aşağılıyorlar. 
Sırf arapça dövmeleri var ve twitterda islami yazılar payla
ştı diye terörist diyorlar.
Gerçi amerikalıların bir kısmı o kadar saçmalamışki eğitim veren öğretmenler dahil müslümanları eli silahlı milleti katleten adi insanlar olarak gelecek nesillere aşılıyorlar gerçekten bu tür şeyleri görmekten bıktım.
zenci ayrımı yapmaları yeni yeni dizginleniyorken şimdide din ayrımı yapıyorlar, bizde rihanna veya katy perry gibi sanatçılar dinliyoruz ama onlar hristiyan onlar şeytan gibi şeyler söylemiyoruz şuan zayn için gerçekten üzüldüm öyle bir durumda olmak istemezdim.
Bu olaydan sonra türk hayranlar Debbie Schlussel denilen kadına  twitler atmışlar kadın şimdi zayn'e dava açmak için bu twitleri kullanmayı düşünüyormuş .
Bu olay çok sinirimi bozdu ve yeni haberim oldu..



Debbie Schlussel bloguna yazdığı olay yazı !!!!

Genç kızlarınız varsa One Direction grubunun özellikle Amerika'da yarattığı büyük kaosu bilirsiniz. Büyük bir grup, aksi takdirde Justin Bieber'dan da büyükler. Başka Obama'nın kızı Malia One Direction grubunun Washington, DC-area konserinde görüntülenmişti. Ve tüm genç kızlar çığlık atarak onları selamlamışlardı. Ama muhtemelen grup üyelerinden Zayn Malik'in müslüman olduğunu ve bunu çocuklarınıza aşıladığınızı bilmiyorsunuzdur. Arapça dövmeleri ve taktığı keffiyeh (Arapların taktığı atkı gibi birşey) islam terörizmin başlıca şeyleri.
Zayn Malik ailesi Pakistan'dan gelen bir dindar ve sosyal medyayı kullanarak islam propagandası yapıyor ve tüm dünyadaki bayan hayranlarını etkiliyor. Zayn sadece Ramazan ayı için oruç tuttuğunu yazmıyor ayrıca Allah'ın tek olduğunu ve tek gerçek peygamberinin Muhammed olduğunu söylüyor. Tweetlerine bir bakın
“La ila ha ill lalla ho muhammed door rasoolalah, (Bunu Zayn göndermişti; İngilizcede kelime-i şehadet böyle yazılıyor)
Bunun anlamı 'Tanrı yoktur Allah vardır ve Muhammed onun peygamberidir' demek. Aynı zamanda twitterında Arapça olarak İslam yazıları paylaşıyor. Genelde bu yazıların anlamı İslamın tek doğru din olduğu ve Tanrının tek gerçek peygamberinin Muhammed olduğunu anlatıyor.



16 Haziran 2012 Cumartesi

İşte Buradayım :)

Uzun bir aradan sonra yine yazıyorum "sonunda" diye çığlık atarcasına. Herşey yolunda okul bitti evde sıkıntıdan patlamakta ve filmlere sarmaktayım. Acınası bir durumdayım aniden aklıma bir fikir geliyor ve hikaye yazıyorum aniden bir resim görüyor ve çizmeye başlıyorum garip değil mi ? insan yapacak birşey bulamayınca böyle oluyor demek ki, ama bir türlü ders çalışamıyorum dil anlatımdan sınava giricem haftaya alttan kalmasın diye vereyim dedim. Birde evde anne dırdırı var unutmamak gerek ne zaman film izlesem söyleniyor ya bende bütün gün yardım edip akşamları izliyorum bu sefer bir şey diyemiyor. Umma ile gezme planlarımız her seferinde erteleniyor. Gitar kursu, binicilik, eminönü, korece konferansları ve alışveriş hepsini tek tek planladık ve tek tek de erteledik nasıl iştir bu :) Yeni maceralar beni bekliyor demek için ölüyorum ama monoton hayatımda şuanlık bir macera yok. Eğer umma ile videolarımızı çekersek güzel bir macera olacak tabi çekerken kahkahalara boğulacağımız kesin. Evet gecenin bir yarısı oturmuş bloğuma yazıyorum arada bir biricik ailemin odama girip uyumadın mı ? sorusuyla karşı karşıya kalarakta olsa yazmaya çabalıyorum. Yaz geldi millet kendisini şehir dışına atıyor ama ben istanbuldayım revamı buna şimdi. korecanlarla etkinlik yapalım diyorum düzenliyorum ama çok az kişi geliyor bu yaz benim yazım mı gerçekten bilemiyorum ama kitap okumaya ve ingilizceye gömülmeye devam ediyorum  :) Ahh arada tatlı türlerinide deniyorum yemek yapmak beni rahatlatıyor hele asya tarifleri evde yapıp herkese denetiyorum. Aslında burada yemek tarifi vermeliyim tabiki şaka :) 
Hyun joong yeni klip yayınlamış bu çocuk git gide yakışıklılaşıyor zaten yakışıklıda işte. Kas yapmış baya.


Şimdi bir itirafta bulunuyorum spora başladım kilo almışım ve herkes tarafından " aa sen kilo mu aldın ? " cümlesini duymaktan bıktım açıkcası, yanaklarımın dolgun olmasını seviyorum ama kilo verince hemen yanaklarım sönücek işte bu beni üzüyor. 


sınav tarihimde belli olmuş okulun internet sitesine girmişler :((((



22.06.2012
13:00
10
DİL VE ANLATIM
Yazılı


45 alsam yeter ama 60 alsam iyi olur  
sayısal okuyan bir insan neden sözel dersler görüyor haksızlık değil mi ?
Tamam değil oda lazım bana sonuçta 
İyi geceler :D










4 Nisan 2012 Çarşamba

Kung Fu Ramen

Yine okulu ektiğim günlerden biriydi. 28 mart çarşamba günü annem hadi yürüyüşe gidelim dedi ilk başta evde iyiyim hiç gerek yok desem de beni alt etti, nasıl mı ? "Bu aralar çok kilo aldın yürüyüşe çıkmalısın"dedi. Yürüyüşte yürüyüş olsa amaç alışveriş ama annemle alışverişi pek sevmiyorum  elime ne alsam ona ihtiyacın yok biliyorsun gibi cümleler duyuyorum. Önce bir mağazaya girdik tabi giyim alışverişi ayrı oluyor annemle çünkü genelde giyimde bana kıyafet bakıyoruz. :) hehehe ama girdiğime pişman oldum giydiğim hiç bir halt olmuyor artık ben 42 beden dünyasındayım kilolarımla barışığım desem de  değilim. Sonra Çağrı markete gittik ben pasta yapmak için bir şeyler alıyordum  yine o sesi duydum " bunlara hiç gerek yok, daha fazla kilo alacaksın " of neden bana işkence ediyor. Makarna reyonuna geldik ben her gittiğim markette ramen var mı diye makarna reyonlarını alt üst ediyorum birde burada şansımı deneyeyim dedim iyi ki bakmışım rameni hep paket olarak arardım ama şans eseri kutuda olanını buldum küçük yoğurtlara benzeyen bir kabdaydı. Fiyatta küçük bir oynama yaptım aslında 4 tl küsüratı da vardı anneme 3 tl dedim alışveriş sepetine attım artık keyfim yerine gelmişti. Eve geldik hemen mutfağa koşup su kaynattım rameni açıp içindeki paket olarak verilen sosları koydum ve suyu döktüm 3 dakika bekleyin yazıyordu ama sabredemedim 2 dakika olmadan yemeye başladım tadı sultan ahmette yediğim kadar güzel ve acılı olmasa da iyiydi. mantarlı almıştım ama mantar tadından eser yoktu. Kesinlikle denemelisiniz korekolik olarak suyuna bayıldım :)  bir daha ki  yazımda görüşmek üzere....  calga (hoşçakalın )




13 Mart 2012 Salı

Kore Aşkı :)

3 arkadaş kore dizilerinin ve müziklerinin hastasıyız tabi buda dış tepkileri garipleştiriyor "Kore mi ?" "İşiniz mi yok sizin ?" gibi tepkiler alıyoruz ama herşeye rağmen mutluyuz neyse işte ben interneetten kore yemekleri yapan bir yer olduğunu öğrendim. Ertesi gün bunu umma'ya -umma yakın arkadaşlarımdan birisi baya yakın - söyledim oda gidelim dedi. Araştırdım nerde olduğunu öğrendim para falan ayarladım cumartesi günü gelip çattı. sabahın 9:30'unda düştüm yolla buluştuk ummayla okulun önünde sonra 9üd ' yi beklemeye başladık nihayet geldi bindik umma "oturmayalım" dedi bende" neden ya boş yer varken niye ayakta duralım" dedim. Dediğime bin pişman oldum Dörtlü oturma kısımlarından nefret ediyorum ummayla yanyana oturduk karşımda 45-50 yaşlarında bir teyze onun yanında da otuzlarında bir kadın, teyze beni süzüp duruyor bende biraz çekingenim ve birisinin yüzüne uzun süre bakamam sinirden çatlıyorum teyzeye bakışlarımla anlatmaya çalışıyorum ama nafile 3 saniyeden fazla bakamıyorum utanıyorum sesimde çıkmıyor aynı şey umma içinde geçerli onun karşısındaki kadında ona bakıyor 30 dk sonra benim karşımda oturan teyze kalktı ayaktaki bayanlar onun yerine geçmek için atak yapsada geçtim kadının yerine karşımada ummayı oturtum rahata erdim derken ummanın yanına ayaktaki kadınlardan birisi oturdu 45 yaşlarında. Kulağında kulaklık oturduğu andan itibaren telefonla konuşuyor biri kapatıyor başkasını arıyor bedavası var heralde dedim. Üsküdarda indik ummayla başladık alışverişe girdik bir mağazaya bir kaç elbise denedi dar geldi kilo almış ummada benim gibi sonra en son denediği elbise oldu tabi ben bu arada mağazanın sahibiyle muhabbete giriyorum nereli olduğundan tut annesinin adına kadar konuşurum ama ismini sormayı unuturum hep neyse umma aldı elbiseyi dedim kıza indiim yapamaz mısın 5 lira indi sonra vapura bindik zaten bir kaç fotoğraf çektik burnum dondu ve kıpkırmızı oldu suratım ise bembeyaz iğrenç bir durumdu. İndik vapurdan nereye gitceğimi şaşırdım sonra üst geçitten geçtik sultan ahmeti arıyoruz yeni camiyi bulmuşuz meğer istanbulda yaşıyorum ama bu kadar acizim işte bir halt bildiğimiz yok genelde arabayla ailemle gittiğim için bir an feleğim döndü. sonra mısır çarşısına girdik bir panço aldım ummada bir etek, panço, şal aldı sonra yeni camiye gittik avluda çekik gözlü birisi vardı ben direk" bir çekik göz daha" dedim. etrafı doluydu sonra ingilizceyi doğru düzgün bilen yok bize soruyolar bizdede pek yok tabi. Kadının birisi "okulunuzun adını verin şikaye etcem " falan dedi. o an kadına kıl oldum kendi bir halt bilmiyor bide bize diyor. birde kıza adını öğretmiş" benim adım ben " falan diyor kız bilemeyincede " suzan suzan "diyor Japon kızda "suzın suzın " diye tekrarlıyor kıza birde kitap vermiş dini ağır bir kitap ben okusam anlamam o kız nasıl okusun...! Bence kıza hemen dini baskı yapmamalı önce iyi bir tanışmalı sonra isterse dini konularda yardım etmeli sonra kız ülkesine dönünce ailesi kızı bir daha türkiyeye falan yollamaz...

Japon, ben ve umma tek kaldık çantama iyiki sözlük atmışım konuşmaya çalıştık yarım yamalak isimlerimizi öğrendi bizde onunkini, adı "Yuriko" bana "Nurş" dedi ummaya da "sima" çok komik ve tatlıydı...
sonra sultan ahmetti bulduk sinirlerim bozuldu tabi orda da bir tane kız yabancı elini top anlamına gelen şekilde camiye tutuyordu ve resim çekiniyordu ilk aklıma gelen kızı parçalamak oldu sonra etrafına baktım kalabalık 6 kişiler ben kıza dalsam bunlar araya girse kıza bir halt olmaz ben rezil olduğumla kalırım ingilizce de bilmiyorum ne diyim sonra bu kız türkiyeyi kötü hatırlıyacak islamı kötü bilecek en iyisi allaha havale etmek dedim başladık kore yemekleri yapan yeri aramaya, umma söylenmeye başladı yoruldu. Karışık sokaklara girdik çıktık aşağı doğru gidiyoruz birine soralım diyoruz çekiniyoruz kötü bir tepki vermelerinden korkuyoruz... tam vazgeçecekken "nerde bu ya" dedim ve sağıma baktım işte o an tam karşımda olduğunu fark ettim. " işte orda buldum buldum " dedim ve içeri girdik tabi çok sevindik...

Önce etrafı inceledim 2 çarşaflı bayan vardı 2 tanede turist yani rahat edecektik kalabalık değildi etrafta yılbaşında takılan yanıp sönen ışıklar vardı ve uzak doğu müzikleri vardı fonda.. Menüyü inceledik kimchi dışındakilere bön bön baktım sonra ramen sipariş verdik diğer adıyla ramyun garson koreliydi kore restaurant'ın sahibi türktü garson ise oğlu olmalıydı ramenlerimizin tadına baktık çok acıydı vede sıcak ama ben çok sevdim ve hızlıca bitirdim umma ise yavaş takılıyordu sonra garsona tatlı sordum kore tatlısı olmadığını söyledi meyve varmış hatta "portagal, elma " dedi aksanı garipti :) sonrada eve döndük çok güzel bir gündü...  Sizinde denemenizi tavsiye ederim hatta bir ara kalabalık bir grup halinde gidebiliriz.. :)

29 Şubat 2012 Çarşamba

Niye gitmedin okula ?

küçüklüğümden beri okul ile aramda sorunlar var şöyleki her sene karnemde devamsızlık bölümü en az 10 olmuştur ilkokul ve ortaokul yıllarında okuldan nefret ederdim diyebilirim ama şuan durum farklı lise birinci sınıfta okulu sevmeye başladım ve şuan çok seviyorum ama devamsızlık sorunu peşimi bırakmıyor haftada 1 gün okula gitmiyorum ve buğünde o günlerden birisi
sabah annem "hadi kalk kızım geç kalacaksın" dedi geç kalacaksın lafını duymamla saate bakmaya gerek duymadan tamam bugün gitmiyorum diye düşündüm. Acaba gitsem mi ? belki yetişirim, bugün siperişim gelecekti kıza ayıp olacak şimdi. Aaaa bugün kitap anlatacaktık okudum da kitabı gideyim bari of o hocayı görmek bile istemiyorum yat aşağı kızım diye düşünürken uykuya daldım kısa bir süre sonra annem geldi " Yine mi okula gitmeyeceksin ?" dedi sinirli bir şekilde tabi kadına gına geldi artık bütün umudu benim sonuçta.

"Kar yağmış" dedi annem camdan dışarı bakarak. "Kar yağmış bak şimdi araba çalışmaz ben gitmeyeyim bugün" dedim gömdüm kafamı yastığa bir iki daha söylendi gitti. Sabahları beni babam götürüyordu dönerken yürüyordum Adama acıyorum her sabah erkenden kalkıp beni n-bırakıyor bazen gelip beni uyandırdığı da oluyor ay babamı çok seviyorum ya... asla laf söyletmem ne abilerim'e ne babama belki abilerime uyuz oluyorum ama başkalarının bişi söylemesine izin vermem neyse işte saat olmuş 9 sevine sevine uyandım 8 'de evden çıkmam gerekirdi çoktan ders başladı yuppi...

Gittim kahvaltı yapmaya ama tırsa tırsa şimdi sorcaklar niye gitmedin diye cevapta veremiycem neyse oturdum konuşmaları dinliyorum, tek kelime etmiyorum annem ve babam var masada abimler uyuyor Kesin sorcak babam niye gitmedin diye düşünürken sormadı. yaptı kahvaltısını gitti bugün mahkeme vardı (Daha sonra mahkeme meselesine gelcem ) sonra ortanca abim uyandı. abimler diyip duruyorum ama topu topu üç tane :) bir tanesi evli yan dairede oturuyor diğer ikisi bekar öyle işte bekar olan ortanca abim geldi kahvaltıya birde ablam geldi ( ablamda evli hatta 2 çocuğu var bizim dairenin altında babamın ofisi var orada çalışıyor ablam pc işleri fala ablamın evi bizim evden araçla 30 dk uzaklıkta ) annem soruyor ablama
" zili çalmadın nasıl girdin içeri " diye bende " Geçen anahtar vermiştim onunla girmiştir " dedim. sobra ablam " kapı aralıktı öyle girdim " deyince masadaki herkesin kafasındaki ampuller parladı ve akıllarından aynı cümle geçti.
"Kesin babam açık bırakmıştır " cümlesiydi akıllarından geçen.
"Dün akşam Abim aradı bizim ofisin camlarına üç kişi yapışmış içeriye bakıyormuş " dedim. bunda ne var diyebilirsiniz ama şimdi anlatacaklarımı okuyunca anlayacaksınız.
Biz bu eve taşınalı 4 sene oldu neyse işte evimizin altına ofis açtık tam 3 kere hırsız girdi tam olarak girdi sayılmaz ama,
1. Abimin yaında çalışan birisi vardı işte takma adı "Bakaruk" ofisin yanında onun odası vardı orda kalıyordu bir akşam haftasonuydu sanırım ablam bizde kalmıştı o gece. Bakaruk odanın camını açık bırakmış yatağına uzanmış işte ışıklar kapalı saat 11 civarı tıkırtı duymuş bu fare sanmış tırsmış kıpırdamamış falan sonra hırsız girmiş içeri bunu görmüş üzerine eğilmiş uyormu diye bakıcak sanırım bu gözlerini açmış çığlık atmış ben uyuyorum bunlar olurken sonra abim ablam inmişler "hırsız " diyip duruyormuş bakaruk ablam geldi yanıma hemen ben uyku sersemiyim " ne ouyor ne bu sesler " diyorum meğersem ablam beni kaçırıyorlar zannetmiş bakmaya gelmiş.

2. Hırsızlık olayıda sayılmaz pek bizim evimizin karşısında bir işyeri var işte erkekler çalışıyor genç çocuklar falan yakışıklıda sayılırlar 8. sınıftayım eve yürüyerek dönüyorum saat öğlen 1 bunlar mola vermişler dışarı çıkmışlar sokağa girdim bunlar gözüme çarptı baktım bizim evi kesiyolar bakıp bakıp duruyorlar eve hızlı hızlı yürüdüm girdim bahçeye orda orda çalışan çocuklardan birisi geçti karşıma telefonda konuşuyor bide kaşı gözü oynuyor bana göz kırptı falan iyice tırstım bunlardan şüpelenmeye başladım sonra düşündüm baya, yokya bana göz kırpmadı ben güzel bile değilim taş gibi çocuk bana mı bakacak dedim ertesi gün evde bu çocuktan bahsediliyordu sabıkası varmış hırsızmış falan.

3. ise 2 ay falan önce oldu yine ablam eniştem bizde haftasonu akşam saat 8 ortanca abim evde ababm annem abblam falan küçük abim maça gitti gelicek birazdan ben çayı koyuyorum yine hizmet yine hizmet sonra abim kapıyı bir açtı küçük olan soluk soluğa " Nerdesiniz kaç saattir bağırıyorum size" diyor bizde ne olduğunu anlamaya çalışıyoruz.
"İki adam ofise girmiş alet edevatı çalıyor siz uyuyorsunuz"dedi. Sonra herkes aşağı indi ben tv başındayım aslında izlemiyorum olanları düşünüyorum olay şundan ibaret abim maçtan dönüyormuş 2 kişi bizim ofisten çıkmış ellerinde makineler hızlı hızlı yürüyorlar buda " Ne götürüyorsunuz siz " gibi bişi demiş adamlar koşmaya başlamış abimde arkalarında tabi adamlar ellerinde ne varsa atmışlar topuklamışlar tabi bazı makineler kırılmış mahalle ayaklanmış ama nedense ben bir tıkırtı bile duymadım. Hırsızlar bilgisayarı bile toplamışlar kenara koymuşlar ellerindekiler bıraktıktan sonra almak için heralde neyse ucuz atlattık konumuza dönelim.

"Abin nerden görmüş dün gece arkadaşındaydı." dedi annem.
" Karşı komşu arayıp söylemiş oda beni aradı"
"Okula gitcem dedin inip aşağı bakmadın biye gitmedin okula" dedi ortanca abim.

ortanca küçük büyük yerine bunlara takma isim bulayım ben.
ortanca çınar olsun lale devrini izliyor mağlum.
küçük önceden gencoyu izlerdi oda genco olsun
büyük kurtlar vadisi gerçe üçüde izliyor ama napim başka ne koyayım büyüğüne neyse Vadi olsun.

"Gitmedim işte ya uyarsam suş uyarmasam suç hem ben dün ofise hiç gitmedim pc 'yi açık bırakan sensin tabi sen kapatcan , inince kızıyorsunuz hem" dedim çınar'a aslında yalan söylemiştim ofiste kimse yoktu ben okuldan döndüğümde tam 1 saat oturdum başında ama kapatıp çıktım eve.

"Bundan sonra inme o zaman sana pc falan yok " dedi çınar offf gıcıkkkk......!

Not : ben bunları yazarken çınar yukarıda mışıl mışıl uyuyor hahaha :)