13 Mart 2012 Salı

Kore Aşkı :)

3 arkadaş kore dizilerinin ve müziklerinin hastasıyız tabi buda dış tepkileri garipleştiriyor "Kore mi ?" "İşiniz mi yok sizin ?" gibi tepkiler alıyoruz ama herşeye rağmen mutluyuz neyse işte ben interneetten kore yemekleri yapan bir yer olduğunu öğrendim. Ertesi gün bunu umma'ya -umma yakın arkadaşlarımdan birisi baya yakın - söyledim oda gidelim dedi. Araştırdım nerde olduğunu öğrendim para falan ayarladım cumartesi günü gelip çattı. sabahın 9:30'unda düştüm yolla buluştuk ummayla okulun önünde sonra 9üd ' yi beklemeye başladık nihayet geldi bindik umma "oturmayalım" dedi bende" neden ya boş yer varken niye ayakta duralım" dedim. Dediğime bin pişman oldum Dörtlü oturma kısımlarından nefret ediyorum ummayla yanyana oturduk karşımda 45-50 yaşlarında bir teyze onun yanında da otuzlarında bir kadın, teyze beni süzüp duruyor bende biraz çekingenim ve birisinin yüzüne uzun süre bakamam sinirden çatlıyorum teyzeye bakışlarımla anlatmaya çalışıyorum ama nafile 3 saniyeden fazla bakamıyorum utanıyorum sesimde çıkmıyor aynı şey umma içinde geçerli onun karşısındaki kadında ona bakıyor 30 dk sonra benim karşımda oturan teyze kalktı ayaktaki bayanlar onun yerine geçmek için atak yapsada geçtim kadının yerine karşımada ummayı oturtum rahata erdim derken ummanın yanına ayaktaki kadınlardan birisi oturdu 45 yaşlarında. Kulağında kulaklık oturduğu andan itibaren telefonla konuşuyor biri kapatıyor başkasını arıyor bedavası var heralde dedim. Üsküdarda indik ummayla başladık alışverişe girdik bir mağazaya bir kaç elbise denedi dar geldi kilo almış ummada benim gibi sonra en son denediği elbise oldu tabi ben bu arada mağazanın sahibiyle muhabbete giriyorum nereli olduğundan tut annesinin adına kadar konuşurum ama ismini sormayı unuturum hep neyse umma aldı elbiseyi dedim kıza indiim yapamaz mısın 5 lira indi sonra vapura bindik zaten bir kaç fotoğraf çektik burnum dondu ve kıpkırmızı oldu suratım ise bembeyaz iğrenç bir durumdu. İndik vapurdan nereye gitceğimi şaşırdım sonra üst geçitten geçtik sultan ahmeti arıyoruz yeni camiyi bulmuşuz meğer istanbulda yaşıyorum ama bu kadar acizim işte bir halt bildiğimiz yok genelde arabayla ailemle gittiğim için bir an feleğim döndü. sonra mısır çarşısına girdik bir panço aldım ummada bir etek, panço, şal aldı sonra yeni camiye gittik avluda çekik gözlü birisi vardı ben direk" bir çekik göz daha" dedim. etrafı doluydu sonra ingilizceyi doğru düzgün bilen yok bize soruyolar bizdede pek yok tabi. Kadının birisi "okulunuzun adını verin şikaye etcem " falan dedi. o an kadına kıl oldum kendi bir halt bilmiyor bide bize diyor. birde kıza adını öğretmiş" benim adım ben " falan diyor kız bilemeyincede " suzan suzan "diyor Japon kızda "suzın suzın " diye tekrarlıyor kıza birde kitap vermiş dini ağır bir kitap ben okusam anlamam o kız nasıl okusun...! Bence kıza hemen dini baskı yapmamalı önce iyi bir tanışmalı sonra isterse dini konularda yardım etmeli sonra kız ülkesine dönünce ailesi kızı bir daha türkiyeye falan yollamaz...

Japon, ben ve umma tek kaldık çantama iyiki sözlük atmışım konuşmaya çalıştık yarım yamalak isimlerimizi öğrendi bizde onunkini, adı "Yuriko" bana "Nurş" dedi ummaya da "sima" çok komik ve tatlıydı...
sonra sultan ahmetti bulduk sinirlerim bozuldu tabi orda da bir tane kız yabancı elini top anlamına gelen şekilde camiye tutuyordu ve resim çekiniyordu ilk aklıma gelen kızı parçalamak oldu sonra etrafına baktım kalabalık 6 kişiler ben kıza dalsam bunlar araya girse kıza bir halt olmaz ben rezil olduğumla kalırım ingilizce de bilmiyorum ne diyim sonra bu kız türkiyeyi kötü hatırlıyacak islamı kötü bilecek en iyisi allaha havale etmek dedim başladık kore yemekleri yapan yeri aramaya, umma söylenmeye başladı yoruldu. Karışık sokaklara girdik çıktık aşağı doğru gidiyoruz birine soralım diyoruz çekiniyoruz kötü bir tepki vermelerinden korkuyoruz... tam vazgeçecekken "nerde bu ya" dedim ve sağıma baktım işte o an tam karşımda olduğunu fark ettim. " işte orda buldum buldum " dedim ve içeri girdik tabi çok sevindik...

Önce etrafı inceledim 2 çarşaflı bayan vardı 2 tanede turist yani rahat edecektik kalabalık değildi etrafta yılbaşında takılan yanıp sönen ışıklar vardı ve uzak doğu müzikleri vardı fonda.. Menüyü inceledik kimchi dışındakilere bön bön baktım sonra ramen sipariş verdik diğer adıyla ramyun garson koreliydi kore restaurant'ın sahibi türktü garson ise oğlu olmalıydı ramenlerimizin tadına baktık çok acıydı vede sıcak ama ben çok sevdim ve hızlıca bitirdim umma ise yavaş takılıyordu sonra garsona tatlı sordum kore tatlısı olmadığını söyledi meyve varmış hatta "portagal, elma " dedi aksanı garipti :) sonrada eve döndük çok güzel bir gündü...  Sizinde denemenizi tavsiye ederim hatta bir ara kalabalık bir grup halinde gidebiliriz.. :)

1 yorum: