Neredeyse iki hafta geçti ama ancak yazabiliyorum, üniversiteye hazırlanan bir öğrenci olunca böyle oluyor ( duyanda 7/24 test çözüyorum sanar .) Fuara okul ile gitme planları suya düştü beklendiği gibi.. Bizde arkadaşlarla kendimiz gittik 8 kişi gidecekken son anda yan çizenler yüzünden 4 kişiye düştük. ahh birde babam geldi çok komik bir yolculuk oldu sayesinde... Marmaray'a bindim ilk defa tabi gittiğim hafta ücretsizdi bedavaya binmiş olduk ^.^ Kalabalıkta değildi pazartesi olduğundan belki de...
Uzun bir yolculuğun ardından tüyap'a vardık bavullu dostları görmek artık normal geliyor zaten.. Nasıl olsa kalabalığız diye bir sırt çantası aldım bavul almadığıma pişman oldum ( tekerlekli olanlardan ) Test kitabı aldım bir sürü pazarlık yapmayı da unutmadık tabi.. Pek fazla resim çekemedim arkadaşlarımın çekiştirmelerine maruz kaldığımdan dolayı..ufak bir video çektim mangaların bulunduğu standda, çekik iki kız görevliyle konuşuyordu, videonun sonunda onları da almaya çalıştım ;)
Şİmdi evde çözülmeyi bekleyen onca test kitabı ve okunmayı bekleyen birkaç roman var. Seneye gittiğimde daha rahat olacağımı düşünüyorum tabi gidebilirsem ölüm var kalım var... Kendinize iyi bakınnnn.. Çok yakında daha uzuncaa bir yazıyla karşınıza çıkacağımm..
Uzun süredir yazmayı düşünüyordum. Bugüne kısmetmiş. Sevgili okurlarımmmm bildiğiniz üzere her yıl düzenlenen istanbul tüyap kitap fuarı geldi çattı. 2 kasımda tüyap kapılarını tüm kitap severlere açıyor.
Kitap fuarının bu yıl onur konuğu ÇİNNNNNNNNNNN ^.^ ( Her yer çekik olacakk mı acaba gitmeden iki üç çince kelime ezberleyeyim. ) Geçen senede çinmiş onur konuğu afam karıştı iki yıl üst üstemi nasıl yani ? Geçen yıl ben çinli yazar felan görmedimmm... Konuk ülke hakkında bilgi burada tıkla
Yazımı yazarken arkaplandan da müzik açayım dedim. ( Şuan dinlediğim super junior- mr simple) Geçen yıl kitap fuarına gitmiş bizzat o havayı solumuştum ( Okulu ekmiştim, sözlüden yırtmıştım.) Yol çok uzun sürmüştü, anadolu yakasından avrupa yakasının diğer bir ucuna gitmek gerçekten zor. Metrobüs ile gittiğimizden sıkış tıkıştı.Hadi giderken bir nebze rahattık elimiz kolumuz boştu, ama dönüş (bir sürü) poşetler ile daha zor olmuştu. Şimdi öncelikle bu yıl gitmeyi planlıyorsanız deneyimlerimden faydalanarak işinize yarayacak bir kaç bilgi vermek istiyorum ( Ne deneyim ama bu yıl ikinci kez gideceğim altı üstü :) Madde 0 : En önemli şey Paranızı almayı unutmayın, ne kadar çok para o kadar çok kitap ( En son aklıma geldi bu madde en önemli madde olduğundan başta olmasını istedim 1,2 ,3 sıralamasını bozmaya üşendiğimden 0. madde oluverdi...) Madde 1 : Eğer tüyap fuar ve kongre merkezine daha önce gitmediyseniz adresi iyice öğrenin ( yolda kimseye madara olmayın :) Madde 2 : Kendi aracınızla gidecekseniz veya okulunuz götürecekse ( Bu yıl okulumla gideceğim ohh bee) çanta olayını dert etmeyin, ama arkadaşımı alır çıkarım otobüsle giderim derseniz ; Öncelikle metrobüsü tercih edin kalabalık olmasına rağmen çok hızlı. Madde 3 : İşte çanta meselesi diyelim otobüs/ metrobüs tarzı toplu taşıma araçlarına bineceksiniz ve fuardan dönüşte elinizde poşetler yıkılmadan ayakta durmaya çalışıyorsunuz bu gerçekten çok zor. Fuara daha önceden gelmiş olduğu belli olan insanlar görmüştüm. Nereden mi anladım daha önce geldiklerini ellerindeki bavullardan... Sırt çantası + bavul + el çantalı insanlar gördüm sürekli ve içleri kitap doluydu. Çanta hem sağlam olacaktır hemde toplu taşıma araçlarında sabit durabilecektir.. bence orta boy el çantası iyidir.. Madde 4 : Olabildiğince erken çıkın ki erkenden varın fuar merkezine sabah 10: 00 da açılıyormuş kapılar ( geçen yıl yola 8:30 gibi çıkmıştım 11 de anca vardım gerçi azıcık oyalandık bazı duraklarda.) hafta içi 19:00 da kapanıyor hafta sonu 20:00 Madde 5 : Hafta içi giderseniz okulun getirdiği çocuklar çok olacaktır ama haftasonu bunun iki katı bir kalabalıkla karşılaşırsınız. Sonuç olarak hafta içi daha az kalabalık ama sonuçta yine kalabalık.
Madde 6 : İstediğiniz kitapları not edin fuara gidince unutuverirsiniz allah korusun.
Madde 7 : Diyelim sherlock holmes kitabı alacaksınız hemen görünce kapıp almayın derim bu tarz çok ün yapmış kitaplar 5 veya 6 standa bulunuyor hepsinde de değişik fiyatlarda (Ben uyarayım da)
Madde 8 : Test kitapları için ayrı bir alan romanlar için ayrı bir alan bulunuyor ( tüyap çook büyük bir yer eğer girişte test kitaplarını görürseniz ufaktan yan yan karşı tarafa geçin, gerçi binanın planını mutlaka asarlar.)
Madde 9 : Eğer test kitaplarına ihtiyacınız varsa fuardan alın gerçekten çok indirim yapıyorlar. Mümkünse bir kaç arkadaş toplu alın fiyat dahada inebilir yayın evine bağlı. Pazarlık yapın özellikle test kitaplarında. ( Ben bu yıl özellikle test kitapları için gidiyorum. )
Madde 10 : Suyunuzu çikolatanızı aburunuzu cuburunuzu yanınıza alın boşuna 3,4 kat para ödemeyin oralara..
Madde 11 : Resim sergisi vs. gibi bir kısımda oluyor gezin dolaşın keyfini çıkarın
Fuar 2-10 kasım arasındaki tarihlerde gerçekleşecek gitmek istiyorsanız kaçırmayın..
Tüyap'ta bir video çekmeyi düşünüyorum özellikle mangaların bulunduğu stantlarda. Buraya koyacağım gitmeyen arkadaşlar en azından orada neler oluyor bir bakarlar.. Ahh manga demişken yarı fiyatına bile bulabiliyorsunuz ben death notelarımı oradan 6 lira almışken (sadece 6 sayısını almıştım) diğer altı sayısını internetten sipariş ettiğimde 12 lira idi her biri... Manga figürleri azıcık tuzlu oluyor ama normal fiyatlarıda epey tuzlu... Eğer video çekmeye çalışan korelilerden ve test kitaplarından ayrılmayan bir kız görürseniz mavi pembesi diye bağırın size doğru koşan kişi benimdir hahahah ( sanki hergün fuardayım bendeki de kafa işte ) Büyük ihtimalle pazartesi günü yani 4 ekimde gideceğim, ama perşembeye de aksayabilir -küçük- bir ihtimal.
Fuardan döndüğümde yeni bir Türap kitap fuarı 2 yazısıyla karşınızda olacağım... Mim olayını daha yeni öğrendim. Yorumlarda buluştuğumuz sevgilielif i mimliyorumm Bu konu hakkında ne düşünüyorsun sevgili blogger yazarı :D
Haftasonu kaçmadan resimleri ekliyeyim dedim mağlum okul dershane derken pek giremeyeceğim :) Arkadaşımla bir kaçamak yapıp geçen hafta cumartesi dershaneyi ektik. Nereye gittik dersiniz tabiki expoya ^.^ Eminönü ve sultan ahmet kısımlarını gezdik.. Anadolu yakasından yolculuk epey uzun sürüyor, yolda giderken bol bol kore hakkında sohbette ettik. Yeni camiyi geçip biraz ilerleyince o kocaman binanın çatısını gördüm önce vee işte burası kesin dedim korenin tarihi evlerine çok benziyordu biraz ilerleyince binanın tamamını gördük ve tabi dev gibi ekranda infiniteyide beraberinde hediye olarak gözlerimiz beynimize ışınladı... :) Resimleri koyarak devam edeyim.
Önce etrafı inceledik bir güzel, sonra öğrendik ki içeri girebilmek için bilet almalıyız ama gişe molaya girmiş 15 dakika bekledik beklerken boş durmadık etrafı çeken koreli bir kızla tanıştık. Çok şeker ve kibar bir insandı, resim çekilip maillerimizi aldık. Biletimizi aldık
İşte biletimizin yarısı , oradaki görevli biletlerimizi elimizden aldı. Bende direk " Hatıra olarak alamaz mıyız birazını " dedim. Yarısını bize verdi.. Evde kuzu kuzu duruyor öylece..
İçeri girdiğimizde bu yazı ile karşılaştık ilk olarak. Daha sonra camekan içinde bir çok eser gördük..
İşte böylee resimlere devam edecek olursak;
Bu kısımdan sonra julia ile tanıştık :) Julia bir koreli ama sanırım amerikada büyümüş, türkiyeye geleli 2 hafta olmuş. İletişim bilgilerimizi aldık hemen :D Sonrada beraber gezmeye başladık. Evime davet ettim oda yazışırız gelmekten mutluluk duyarım dedi.. Tabi ingilizce :D Robot dansını çektiğim videonun sonunda julia yıda çektim belki koyarım :D
Arkaplanda bir ekran var orada korenin doğası yansıtılıyordu :)
Şimdi Gelelim robot dansına sanırım 30 dakikada bir bu etkinlik yapılıyordu küçük müzenin ufak bir kısmına robot dansı için mekan ayarlanmıştı julia ile konuşurken dikkatimi çekti sonra beraberce yere çöküp izlemeye başladık..
Çekim biraz kötü olabilir kusura bakmayın.
Daha sonra kore ile ilgili dipnotlara yazı yazıldığını gördük hemen bende kağıt kalem yazdım birşeyler ama pek hatırlamıyorum ne yazdığımı türkiyeyi çok sevin diye bişi yazdım galiba..
Buradan sonrada çıkışa gelmiştik zaten Julia ya bizimle ramen yemeye gelebilir misin diye sordum ama eve gitmesi gerekiyormuş. Vedalaştık ardından biz sultan ahmet camisinin ordaki ipek yoluna gittik baştan sona dolaştık. Tüm Türk ülkelerine ayrılmış standlar vardı, bazı türkiye şehirlerine de. Koreninse neredeyse tüm şehirleri için ayrı stand vardı namı diğer ipek yolu olmuştu tabiri caizse.
İpek yolundan çıkıp koştura koştura ramen yemeye gittik zaten yakındaydı. Sabahtan beri birşey yemeyince insan acıkıyor. Gittiğimizde 3 koreli genç jandi style pilava gömülmüş yiyorlardı, yakışıklılardı !!!!
Neyse içerisi rezerve edilmiş bizde dışarı oturduk. 10 Dakika sonra rezerve edenler geldi 30 kişi vardı ve ne göreyim eminönündede bu yüzleri görmüştüm hatta bir tanesi beni eziyordu ajussi olduğundan birşey dememiştim.. Geldi geçti ama hala sinirlendiriyor beni...
Sonra expoya geri döndük tek tek standdaki insanlarla iletişim kurdum insanlarla sohbet etmeyi seviyorummm <3
Bursalı bir çocuk vardı hala aklımda hahah yani korelide bursada okuyormuş çok utangaçtı.. Boza almıştık arkadaşımla standları gezerken bir koreli amca elimizdekinin ne olduğunu sordu tadarak anladığınız birşeyi tarif edemezsiniz bizde dedik biraz tadına bakın kaşık aradık yok. Bardak aradık yok Konuşurken bir yerden bardak bulunup geldi.. Koydum amcaya beğendi tadını sonra koştura koştura bir yere gitti geldi bize kore yelpazesi getirdi. Gönlü zengin ajussi birde bir paket elma şelibonu verdi tabi açmadan önce pek anlayamamıştım.. Bizde ordan ayrıldıktan sonra macuncuyu gördük dedik macun verelim türk misafirperverliğini tanıtalım :D Ben koştura koştura götürdüm amca resim çekinmek istedi S4 vardı tabii amcada :) Arkadaşımda bir sunbeaya verdi osmanlı macununu.. :))) Bir baktık saat 20 :30 falan olmuş. Ben o sıralarda ekrandan exo - growl izliyordum. Bir yandanda şarkıyı çığırıyordum :) Sonkez etrafa göz atalım dedik arka tarafı dolandık bir baktık oradada bir ekşın var. Koreli ajummalar ajjusiler dans ediyor izledik güzelce..
İşte maceramız bu noktada son buldu daha fazla geç olmadan eve dönelim dedik :D Elimizde onca broşür ve minik hediyeler yola koyulduk.
Güzel birgündü bir çok arkadaş edindim güzel insanlarla sohbet ettim.
Böyle etkinliklerin daha çok düzenlenmesi dileğiyle..
Nereden başlasam bilemiyorum. O kadar çok şey oldu ki, Music bank, Okul ve Expo derken zaman hızlıca akıp geçti.
En Önde olmanın ilk defa faydasını görüyorum :) Resimden kafamı buldum hahahaah
Music bank şuan kesik kesik hatıralardan ibaret.. İçeri girmek için dışarıda sıra oluşturduğumuz ve saatlerce beklediğimiz anlar cab canlı duruyor her anını hatırlıyorum. O kadar güzel insanlarla tanıştım ki kırk yıllık dost gibi birden konuşmaya başladık herkesle.. İçeri girdiğimde ise dahada sabırsızlık başladı dışarıda 8 saatten fazla bekleyebilmişken içeride 1 saat daha beklemek zor gelmişti gerçekten. Uzun uzadıya şu oldu bu oldu diye anlatmayacağım malum vidolar yüklendi bir sürü dedikodu- gerçek karışımı yazılar yazıldı zaten. Değer verdiğim en önemli şey doğruluktur ve eğer bunu başaramayacaksam asla burda olmazdım.. Neyse devam edecek olursak, Hiç resim çekmedim şarjım zor yetti telefon kafayı yiyor mağlum.. Ben ağzım açık konseri izledim şaşkındım hemde çooook. Mblaq de çoştum benim olduğum yöne çok yakındılar belkide ondan. Aslında bütün idollerde çoştum. Kyunun elini yakalayabildim bir tek :) Arkadaşım "Lee Hong Ki'ye şapkamı fırlatsam mı ?" diye sordu bende "durma" dedim. Tereddüt etti büyük ihtimalle korktu bir yerine gelir diye. Elinden kaptığım gibi hong kinin ayaklarına fırlattım hafifce tabiki :) Oda alıp başka tarafa fırlattı komediydi.. Arkadaşım şapkasının peşinden gitti tabi , şapkayı yakalayan kız vermek istememiş zorla almış benim şapkam diye :D :D Şapka elimizde şimdi allaha şükür.
Resimler bana ait değil hiç resim çekmedim mal mal izledim sadece :) Yanımdaki arkadaş çekmiş bunu, orda tanıştık aslında. (Asya Günlüğü) ünden İşte thunder ve bizim olduğumuz kısımda..
Thunder' ı önceleri pek tanımıyordum konserden sonra iyice araştırdım konserde bizim tarafla en çok ilgilenen oydu çünkü :) Allah tekrarlarını ve gidemeyen arkadaşların daha güzel bir şekilde telafi etmelerini nasip etsin. Konsere gitmek için işe girmiştim yoksa bende zor giderdim o kadar ha dedim mi bulunmuyor malesef.. Annem + Abim + Ablam + Yengem + Kuzenlerim + Patronum + Teyzem ve daha fazlası demediklerini bırakmadılar.. Yok o kadar para verilir miymiş / O parayla tatile giderlermiş vs vs.. Konser sabahı çektiğim acıdan zırlaadığım akıttığım göz yaşlarından hiç bahsetmeyeyim.. Konserden 1 gece önce hava alanına gidip 10 da eve dönünce şalterler atıyor tabi.. Arkadaşım konser sabahı saat 5 de bize gelince ve zile basmayıp benim odamın camına taş atıp uyandırmaya çalışınca daha da fena oluyor çünkü arkadaşımı babam yakalıyor heheheh evden kaçar gibi.. Dershane sınavınıda bana gıcıklık olsun diye o güne koymuşlar... Bilmiyorum belki bundan 5 sene sonra ne kadar aptalmışım keşke yapmasaymışım der miyim ki ? Ama ilkler unutulmaz nuest'i unutmayacağım :D
Filmdeki rolünden bahsedecek olursak ; Ha-yeong adlı liseye giden bir kızı canlandırıyor. Mimikleriyle sizi çılgına çevirebilir bunu başta belirtmekte fayda var.
김재원 / Kim Jae Won
Doğum Tarihi: 18 Şubat 1981
Filmdeki karizmasından bahsetmeliyim kesinlikle gifte baktığınızda şirin mi şirin bir yakışıklı görüyorsunuz ama filmdeki asıl karakteri tam tersi :)
En Bilindik Dizisi :
Can You Hear My Heart / 내마음이 들리니 / 2011
Filmdeki karakterine dönelim ;
Hyeong-jun Zengin bir üniversite öğrencisi olarak karşımıza çıkıyor, eğlenmek için bol vakti olduğundan Ha-yeong ile uğraşmaya can atıyor..
Filmin Konusu :
Liseli kızımız Ha-yeong 100. yıl dönümünde tert edilir. Bunun siniriyle karşısına çıkan içecek kutusuna tekme atar ve kutu uçtuğu gibi, araba kullanmakta olan yakışıklı başrolümüz Hyeong-Jun un yüzüne çarpar. Kontrolünü kaybeden Hyeong-Jun duvara toslayarak durabilir ancak. Karşı komşu olmalarıda kaderin ufak bir cilvesidir tabi. İşte herşey o an başlamış olur... İzlemeye değer bir gençlik filmi.
Yorumum :
Filmi izledikten sonra bu kısmı okuyun :)
Ha-Yeong 'un mimikleri cidden beni çıldırttı. Bir o kadarda güldürdü. Gençlik filmi olmasından dolayı hiç sıkılmadan izledim diyebilirim. Beni en çok etkileyen biricik başrol kızımızın üniversiteye girme çabası ve başarması ( Belkide aynı yolun yolcusu olduğumuzdandır.) Filmin sonunu saçma buldum her zaman söylerim bir çocuklarını gösterseydiniz yada düğün törenleri falan.. Kuru kuru olmuyor böyle :) Kız kapak yaptı film bitti...