26 Ağustos 2012 Pazar

To The Beautiful You -Görür Görmez Tanıdım

shut up flower boy band dizisini gerçekten severek izlemiştim herkese tavsiye ederim her neyse  dizide bütün çocukları sempatik bulmuştum ama lee min ki bana daha yakın gelmişti gerçi gidince biraz üzüldüm ama diziyi izlemeye devam ettim :)  kim ha-jin rolündeki Yoo Min Kyu şimdide başka bir dizide karşıma çıktı dizinin ismi to the beautiful you yani hana kimi nin kore uyarlaması bu dizide ön plana çıkan isim shinee grubundan minho olsa da diziye başladığınızda bütün karakterleri ilginç bulacaksınız. Görür görmez ha-jin'i tanıdım ve diziyi izlemek için bir sebep daha buldum saçlar değişmiş ama gülüşü tavırları hala aynı 1. yurdun lideri japon yapımındaki karaktere oldukça benzemiş birazda dizinin diğer oyuncularından bahsedelim :)



********

Minho zaten bir çoğumuz shinee grubundan tanıyor bana göre japon yapımdaki kadar sert değil biraz daha merhametlimi demeliyim ve boyunun bu kadar uzun olduğunu daha önce fark etmemiştim.

Açıkcası ilk bakışta pek hoşlanmadım ama 1.bölümü bitirdiğimde ısındım heleki tuvaletteki çekişme fenaydı hahahah :)

********


************

oyy oyy yerim ben bu çocuğu fenaya saf erkek ve fotoğraf hastası tabi kendi fotoğraflarının


**********

Bu kız aslında benim için çokta nefret edilecek pek bir unsur taşımıyor çünkü minho ona acıyıp iyi dayranma girişimlerinde bulunmadı henüz daha 4 bölüm izledim çünkü :) şuanlık 2. planda kalan kız olduğu için bir tarla çileğin içindeki sırık fasulye gibi bir şey  ve şeker buluyorum bakalım ilerleyen bölümlerde cadılık yapacak mı ?


Giftler alıntıdır !

Lee minki yide yeni bir projede görebilsem ne sevinicem :)



işte yeni dizisindeki tipi :)

Öncede söylediğim gibi şuan sadece 4 bölüm izledim dizi bitince tekrar yazarım umarım :)



Yalnızlık Kenti Sinop

Döndüm nerden döndün diyceksiniz tabiki sinoptan tam 1 hafta kaldım gerçekten çok garip bir seyahatti. Aslında pek seyahat sayılmaz bayram için gitmiştik pek gezemedik dedeciğim sağolsun gezmeyemi geldiniz beni ziyaret etmeye mi ? tavırlarıyla gündemdeydi hep :) önceden hazırlamış olduğum k-pop cd'm ile aliemede k-pop aşıladım başka cd olmadığı için dinlemek zorunda kaldılar arada söylenmediler değil ama duymazdan geldim. İşin en garibi gezmedik diyorum ya akraba ziyaretini gezme sayıyor iseniz dünyayı dolaştım diyebilirim kendimi eve kapatmak istedim o derece tanımadığım ne çok akrabamız varmış meğer, köyden köye yolculuk yaptık durduk merkeze ise temizlik ve yiyecek mazemeleri almaya gittik. Dedem tek başına yadığından evin hali mağlum her gittiğimizde baştan aşağı 2 katı temizliyoruz fena valla. Birde köyde yaşıtım olsa daha güzel olacaktı ama malesef yok hepsi benden büyük ah birde köylü kadınların beni test etmeleri incelemeleri en fenası buydu işte oğullarını öve öve bitirememeleri ayrı konu 17 yaşında olduğum söylenince şoka girmelerinden hiç söz etmesem daha iyi olacak, o kadarda büyük göstermiyorum ki :( Ah birde köyde yargısız infaz kurulu kuruldu, Çınar, Vadi ve Genco abiciklerime taktığım isimlerdi sürekli bir tartışma içindeydik ama keyifliydi. Ben ve genco abim aynı taraftaydık diğer ikisi karşı tarafta anneme karşı ise dördümüz birliktik. Zaten bu akraba ziyaretleri hep annemin başından çıkıyordu girdiğimiz evdende 4, 5 saate çıkamıyorduk oysa babam gelseydi 2 günde akrabaları gezmeyi bitirirdik - Babam evde kaldı malum eve kaç kere hırsız girdi - her girdiğimiz evde bulaşık yıkamak adet oldu şikayet etmiyorum ama köy evlerinde bulaşık yıkamak ne kadar zor bilemezsiniz, bu kadar yakındım hiç güzel yanı yokmuydu ondan bahsetmedim değil mi ? elbette güzel yanı vardı. Mesela istanbulda eve tıkılmıştım köyde biraz daha sosyalleştim, dedemi ziyaret ettim, değişik şeylerle karşılaştım doğayla bütünleştim Bunun gibi şeyler insan olumsuz şeylere odaklanınca olumlular pek aklına gelmiyor, Karabük üniversitesini gördüm ve fena birşey olmuş süper yani :) Bir sürü fotoğraf çektik onları sizinle paylaşmak istiyorum bu arada yeni bir romana başlıyorum bundan umutluyum aslında hepsini çok seviyorum ama yeni oluşan hikayeler için her zaman çok heyecanlanıyorum, garip bir duygu.

Hani Dizilerde izleriz reklamlarda görürüz yaşlı bir dede vardır , yalnızdır, çok üzgündür ama çocuklarının yanına geleceği ümidiyle yaşar onlar için hazırlık yapar bayram günü gelir çatar ve beklemeye başlar işte o an siz duygulanır üzülürsünüz çocuklarına kızar yaşlı dedeye ise acırsınız sanırım bu sahneler bize pek de yabancı değil.
Anneannem ve dedem genç yaşta evlenmişler, görücü usulü o zamanlar 7 tane çocukları olmuş 2 numara benim annem oluyor 7 tanede maşallah az değil yani :)  yaşamları boyunca karşılaştıkları zorluklardan şimdi bahsedemiycem inşallah ondan da başka bir yazımda bahsederim, velhasılı kelam bu yedi çocuktan 2 tanesi  düzenli gelip gidiyor dedemin yanına hemde istanbulda olanlar 3 tane kız 4 tane erkekten 2 kız ilgileniyor babası ile tabi anneannem vefat etmeden öncede bu böyleydi. biri annem biri ise teyzem  sinopta yaşayan bir dayım ve hala tam olarak - hatta hiç - tanımadığım teyzem  dedemin en küçük oğlu ile kızı. sinopta ki dayımın çocukları dedemin evinde doğdu elinde büyüdü ama daha sonra merkeze yerleştiler ve dedem ile görüşmediler dayımın çocukları dedemin yanına gelir ama dayım eşinin korkusundan kıpırdayamaz :( teyzem ise daha fena bir durumda en küçük kız o ama annemden yaşlı gözüküyor gerçekten çökmüş neredeyse anneannem gibi kendine hiç bakmamış ne denilirse onu yapmış  ve yıpranmış eşi ise onu aldatıyor ama hala babasının evine geldiği yok yerinde başkası olsa boşanır gelir babasının evine, teyzem ise bayramda bile gelmiyor. en yakınındakiler gitmezken istanbuldan gidiyoruz yada gidemiyoruz yılda 1 kere gidebiliyoruz oysaki daha sık gitmeliyiz gerçekten tutunamayan bir aile allah sonumuzu hayır etsin diğer dayılarımdan bahsetmeye gerek bile duymuyorum onlara da kızamıyorum hepsi hatalar yaptı ve yapmayada devam ediyorlar ama herkes boğaz derdinde ne diyebilirim  ki  annem 3 hafta sonra tekrar teyzem ile sinoba gidicek dedemi  belkide son görüşüm onu kırmamaya üzmemeye özen gösterdim. dedemde hiç suç yokmu var elbette öncelikle köyü bırakıp bizim yanımıza gelmeli ama yapamıyor ve gençliğinde yaptıkları  işte bunlar şimdi teker teker önüne geliyor. Topluca bir konuşulup ne yapılacağı belirlenemiyor kıskançlıklar  fesatlıklar bitmiyor hele ki dargınlıklar  epeyde yazmışım şimdi fotoğraflara bakalım :)




Ne ağacı anlamadım ama soyuluyor ve altından yeşil renk çıkıyor :)


                              Deniz :) bu senede giremedim

            

eski samanlık babamın köyünde tarihi eser sayılır 


              Pek belli olmasa da bir yusufcuk böceği :) abim çekmek için çok uğraştı.


                              Yanında olunca yiyesin gelmiyor.


                           Biricik abicim genco çekmiş ben görmedim bile.


                        Gerçekten süper bir görüntüydü tadı da mükemmel.


Benden habersiz gezmişler 
  

işte bu böğürtlen zamanı gerçekten çok vardı ama parmaklarım mosmor oldu renginden.


Sinekler ah o sinekler bir tek beni ısırdılar ne talihsizim.
 Hayatta pişman olmadan yapacağınız şeyler diliyorum ve yapmadıklarınız için pişman olmayın vardır bir hayır :)    :)

1 Ağustos 2012 Çarşamba

Gelip Geçiyor Günler


Uzun bir aradan sonra buradayım :) Her şey aynı monotonlukta ilerliyor ama bunu seviyorum  bütün olumsuzluklar beni buldu :

1 ) Bilgisayarım bozuldu
2) Yaz tatilim boş boş geçiyor
3) Ramazan yemekleri başıma kaldı hala yapıyorum
4) Ev işleri de bana yıkıldı
5)Tüm yaptıklarıma rağmen kimseye yaranamıyorum ( Mantı bile açtım ama nafile )
6) Bütün planlarım alt üst oluyor
7) Doğum günümde gayet normal geçti
8) okulumu özledim
9)Kitap okuyacak dahi zaman olmuyor kaçak göçek sarılıyorum kitaplara :)
10) Aklıma başka bir şey gelmedi

Bütün bunlara rağmen mutluyum ve umutluyum
Korece harfleri 1.sınıf çocuğu gibi öğreniyorum :)
Ama hergün yeni arkadaşlıklar kuruyorum bu çok güzel, ah birde olimpiyatlar var sıkı takipçisiyim
Çin Japonya güney kore fena ilerliyorlar hele çin her ne kadar ülkem için üzülsem de güney kore kazandıkça moral buluyorum 2016 olimpiyatlarında daha başarılı oluruz inşallah 2020 de ise türkiye de olursa korelilerin dibinden ayrılmam hahahah canlı canlı izlerim artık.

Ramazan geldi ne güzel geldi :) huzur sağlık sıhat ile geldi, bizim evimizde toplanıpta her akşam yemek faslı olmaz genelde ama ramazan boyunca bu atmosferi tadıyorum bir yandan tatlılar bir yandan tuzlular sohbetler mukabeleler dinimizi en yoğun yaşadığımız en güzel ay hep beraber tabi :)

bu arada kendimi matematiğe gömmek istiyorum ama polinomşları unutmuşum hemen onada yakında başlamayı planlıyorum hayırlısı

Tüm korecanlara hayırlı ramazanlar :D

   Olimpiyat Rüzgarı 2012 Londra :



:)